Kırşehir HaberNet

CUMHURİYETİN İLANININ ANISINA

CUMHURİYETİN İLANININ ANISINA
REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
515 views
16 Ekim 2020 - 18:36
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Buğun din üzerinden siyaset yapmanın, halkı din ve mezhep farklılıklarıyla kışkırtmanın, saltanat ve hatta hilafet özentilerinin harlanarak,

Cumhuriyet Devrimleri’n den uzaklaşmanın ortaya çıkarttığı kötü bir siyasal iklimin, yaratılmış olmasını ibretle izliyoruz.

Ortadoğu’da, emperyalizmin oyun kurduğu din ve mezhep cilalı cellatlık kültürü, ülkemizin cumhuriyet aydınlığının çağdaşlığı üzerine büyük bir proje olarak dayatılıyor.

Cumhuriyet kuşakları Büyük Önder Mustafa Kemal’in Cumhuriyet aydınlanmasını can siper hane koruyamasak, ülkemizi olağanüstü zor günler bekliyor.

Bizleri bağımsız bir millet olarak kurtuluş savaşımızdan Cumhuriyetimizin ilanına ve devamında cumhuriyet devrimlerine kadar taçlanan sürecin tarihsel akışı yeterli olarak kavranamazsa,

Ülke olarak kazandığımız büyük değerlerin, din cilalı Fettullah Gülen Cemaati hain yapılanmasında görülebileceği gibi bin bir hokkabazlıklarla ve olmadık algı yönetimi gündemleriyle ortadan kaldırılması girişimleri karşısında “aldanma” ya da “duyarsız” lığın bedellerini çok daha ağır öderiz.

TBMM’nin; 29 Ekim 1923’te, “CUMHURİYET YÖNETİMİ” İlan Etmesi Anısına…

Buğun din üzerinden siyaset yapmanın, halkı din ve mezhep farklılıklarıyla kışkırtmanın, saltanat ve hatta hilafet özentilerinin harlanarak,

Cumhuriyet Devrimleri’nden uzaklaşmanın ortaya çıkarttığı kötü bir siyasal iklimin, yaratılmış olmasını ibretle izliyoruz.

Ortadoğu’da, emperyalizmin oyun kurduğu din ve mezhep cilalı cellatlık kültürü, ülkemizin cumhuriyet aydınlığının çağdaşlığı üzerine büyük bir proje olarak dayatılıyor.

Cumhuriyet kuşakları Büyük Önder Mustafa Kemal’in Cumhuriyet aydınlanmasını can siper hane koruyamasak, ülkemizi olağanüstü zor günler bekliyor.

Bizleri bağımsız bir millet olarak kurtuluş savaşımızdan
Cumhuriyetimizin ilanına ve devamında cumhuriyet devrimlerine kadar taçlanan sürecin tarihsel akışı yeterli olarak kavranamazsa ülke olarak kazandığımız büyük değerlerin,

Din cilalı Fettullah Gülen Cemaati hain yapılanmasında görülebileceği gibi bin bir hokkabazlıklarla ve olmadık algı yönetimi gündemleriyle ortadan kaldırılması girişimleri karşısında “aldanma” ya da “duyarsız” lığın bedellerini çok daha ağır öderiz.

MECLİSİN AÇILIŞI; CUMHURİYETE TEMEL OLAN “ULUSAL EGEMENLİĞE” VE “HALK İRADESİNE” SAHNE 0LDU

23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması ile yeni bir Türk devleti kurulmuş,

TBMM ‘inde cisimleşen “Millet egemenliğine” dayalı ve demokratik bir yapıya sahip olması nedeniyle, bu devletin isminin “Cumhuriyet” olması da zorunlu hale gelmişti.

“Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir” ilkesiyle açılan yeni “Meclis”; bir yanda kurtuluş savasının millet adına karargâhı olurken, diğer yandan da bir anlamda “saltanat”ın aksine, ”ulusal hâkimiyet” diyerek “saltanat İnisiyatifi”ni de, devre dışı bırakıyordu.

Artık “Milli Mücadele’yi, aynı anda “saltanat rejimi”nden büyük bir kopuşu da temsil eden Büyük Millet Meclisi yönetecekti.

..Ve bu Meclis; İstanbul’un sarayından bakıp yorumladıkları gibi kısa zamanda sönüp kaybolacak bir  sıradan bir meclis açılışı hiç olmayacaktı.

Büyük kurtarıcı Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde başlayan kurtuluş savaşımız, sadece işgalcileri kovmakla kalmamış,

Ulusu, padişahlıkta ifadesini bulan saltanatın boyunduruğundan da kurtarmış, giderek cumhuriyet rejiminde ifadesi bulan millet egemenliği ve halk iradesininim tecellisini de gerçekleştirmiştir.

Osmanlı dönemi boyunca 1876 yılına kadar padişahlığın halk üzerindeki mutlak egemenliğinin sürdüğü “monarşi rejimi” içinde, bu tarihten sonra aydınlar arasında ilk defa ve tazminatla her ne kadar cumhuriyet telaffuz edilir olduysa da 1876-1878 ve de 1908-1918 dönemlerini kapsayan süreçler, “meşruti monarşi” den ileriye geçemez.

Milli egemenliğin ifadesi olarak ortaya çıkan meclis; İstanbul’un işgal edilip “Mebusan Meclisi ”‘nin dağıtılmasıyla “Büyük Millet Meclisi” adıyla 23 Nisan 1920‘de 390 kişiyle olağanüstü yetkilerle Ankara‘da toplandığında,

bu Meclisin başkanı cumhuriyet yönetiminin ilanına kadar, aynı zamanda “hükûmet ve devlet başkanı” gibi hüviyet taşıyacaktı.

İşin aslı Daha Cumhuriyet ilan edilmeden çok öncesinde,

Erzurum Kongresi’nin hemen ardından 23 Temmuz 1919’da yayınlanan bildiri de  “Ulusal Kuvvetleri etken ve ulusal iradeyi egemen kılmak esastır” denilmesi işlerin artık “ulusal egemenliğe” ve “halk iradesine” evirildiğinin somut örneğidir. Nitekim Ankara’da kurulan meclis Milli egemenliğin ifadesi olarak ortaya çıkmıştır.2 Ekim 1923’te İtilâf Devletleri’nin askerleri İstanbul’dan ayrılmak zorunda kalırken hemen dört gün sonra 6 Ekim 1923 günü Türk ordusu İstanbul‘a giriyordu.

Ankara’da çıkan Yeni Gün gazetesi, 9 Ekim 1923 günü, “Yakında Cumhuriyet ilân edilecektir” başlığı ile bir makale dikkatleri çekti..

28 Ekim’i, 29 Ekim’e bağlayan gece Mustafa Kemal Paşa, yakın arkadaşlarıyla görüşerek, “Yarın Cumhuriyeti ilân edeceğiz” diyordu.

Aynı gece, İsmet Paşa ile birlikte 1921 Anayasası‘na bazı maddeler ekleyen ve bazılarım değiştiren kanun tasarısı üzerindeki hazırlıkların ardından,29 Ekim günü parti grubunda görüşe sunulan görüşülüp kabul edilen tasarı, aynı gün

29 Ekim 1923 saat 20.30’da Büyük Millet Meclisi tarafından da aynen benimsenip,

“Yeni Türk Devleti”nin bir “Cumhuriyet” olduğu ilân ediliyor Gazi Mustafa Kemal Paşa, seçime katılan 158 milletvekilinin oy birliğiyle,

Büyük Millet Meclisi’nce
Cumhurbaşkanı seçiliyordu.

Cumhuriyet denilince bizde ilk akla gelen; tarihsel süreç içinde saltanatın, tarihin dehlizlerine atılmış olmasıdır.

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.