İnsanoğluna haramlar bulaşmaya görsün. Doyurmuyor daha çok iştahladır bulaşanı.

Haramın ırkı, rengi, dini olmuyor.
Hangi ırkta, hangi dinde, hangi mezhep de olursa olsun haram bulaşmasın zihne.

Haramla mideyi çabuk doyursanız da, haram giren zihni ancak ölüm doyuruyor.

Halk arasında güzel bir deyim vardır “gözünü toprak doyursun” derler.
İnsanı ancak ölünce toprak doyurmaktaymış.

Bugün iktidarın ve seçilmiş belediye başkanlarının nimetinde yiyen yiyene.

Dün bir başka siyasi başkan ve ekibi yiyordu bugün başkana yakın olan siyasi ekipler yağmalıyor.

Kim giderse gitsin, kim gelirse gelsin, her zaman yiyen ağızlar değişiyor.
Yiyin efendiler yiyin.

İtibarınız patlayıncaya, şaşaanız aksırıncaya, imanınız tıksırıncaya kadar yiyin.

İştahla halkın olması gereken bütün zenginlikleri yağmalamaya devam edin.

Yağma örnekleri her gün bir başka yerde, bir başka şekilde ortaya çıkıyor. Rant için açılan alanlar, verilen ruhsatlar, dikilen konutlar.

Ülke genelin her hangi bir ilimizde deprem olduğun da ilk çöken yerler baktığınızda rantçılara açılan alanlar.
Son günlerde Türkiye genelinde yağmurlar yağıyor. Ölenler, kaybolanlar oluyor.

Şehirler yaşanmaz hale geliyor.
Bakıyorsunuz, can ve mal kayıplarının nedeni yağmaya açılmış alanlar.

İktidar ya da yerel yönetimlerin yakınları kentin arazilerini yağmalamış. Dere yataklarına konut izinleri verilmiş çok katlı binalar yapılmış.

Yandaşa para aktarmak için yüzlerce dere ıslahı bugün sorun oluyor.
Yağmurlar yağınca yagmagcıların foyası çıkıyor.

Islah adıyla yağma dereleri patlıyor önüne ne gelirse alıp götürüyor.
Yağmacıların dere yatakları tekrar yerini buluyor. Olan mazlum gariban vatandaşa oluyor.

ŞEHRİN SORUNLARI (5) M. ŞEFİK KOÇ

Devlet yetkilileri, yerel yönetim yetkilileri bir yere bir inşaat yaptıklarında oranın çevresindeki arsa ve binalar değerleniyor.

Yerel yönetimin aldığı imar karalarında önce oradaki arazileri kendileri alıyor, sonra yakınlarına aldırıyor.

Belediye meclislerine girenlerin büyük çoğunluğu bu amaçla meclislere giriyor.

Seçilenlerin birçoklarını seçilmeden önceki hallerini, yaşantılarını, oturdukları konutları kullandıkları araçları biliyoruz.

Seçildikten sonra ki hallerini de görüyoruz.

Bunun için insanlar siyasetin kenarında kulağında değil göbeğinde olmak istiyor. Çünkü göbeğin de olan daha çok yağmalıyor da ondan.

Siyasi iktidarlara ve seçilmiş başkanlara yakın duranlar ve ihalede önde olanların bugünkü servetlerini görüyorsunuz.

Şairin dediği gibi…

“Yiyin efendiler yiyin, bu iştah veren sofra sizin.”

“Bu harmanın sonu gelir, kapıştırın giderayak! Yarın sönmüş bakarsınız, bugün çıtırdayan ocak.

Hazır mideler sağlam, hazır mideler sıcak. Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak.

Yiyin efendiler yiyin, bu haykıran sofra sizin. Doyuncaya, kusuncaya, çatlayıncaya kadar yiyin.”

Devletin malını, yetimin, mazlumun, garibanın, çaresizin, muhtaçların haklarını yağmayalan, yağmacıların gözlerini ancak toprak doyursun diyelim.