🕋 ÜÇ AYLAR ve FAZİLETLERİ 🌙
Sual: Halk arasında üç aylar olarak bilinen aylar hangileridir ve bunların özelliği, kıymeti nedir?
Cevap: Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı, merhamet ettiği için, bazı günlere, gecelere ve aylara kıymet vermiş, bu zamanlarda yapılan dua ve tövbeleri kabul edeceğini bildirmiştir.
Kullarının çok ibadet yapmaları, yalvarmaları, dua ve tövbe etmeleri için bu zaman dilimlerini sebep kılmıştır.
Halk arasında “üç aylar” olarak bilinen Receb, Şaban ve Ramazan aylarını da, kullarının yalvarmaları, dua ve tövbe etmeleri için sebep kılmıştır.
Bu mübarek üç ayların ilki Receb ayıdır ki, Âdem aleyhisselamdan beri kıymetli idi.
Her ümmet, bu aya saygı gösterirdi. Receb, muhterem, kıymetli demektir. Hadis-i şeriflerde;
(Receb, Allahü teâlânın ayıdır. Receb ayına ikram edene, saygı gösterene, Allahü teâlâ, dünyada ve ahirette ikram eder.)
(Receb-i şerifin bir gün evvelinden, bir gün ortasından ve bir gün de sonundan oruç tutana, Receb-i şerifin hepsini tutmuşçasına, Hak teâlâ ihsanda bulunur) buyuruldu.
Üç aylardan ikincisi Şaban ayıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Şaban-ı şerif, benim kendime mahsus bir aydır. Hak teâlâ Arş-ı a’lânın meleklerine azamet-i şâniyle buyurur ki: Ey benim meleklerim, gördünüz mü, benim kullarım sevgilimin ayına nasıl hürmet ediyorlar.
İzzim, celâlim hakkı için ben de kullarımı af ve mağfiretime nail eyledim.)
(Her kim Şaban-ı şerifte üç gün oruç tutarsa, Hak teâlâ, Cennet-i a’lâda ona bir yer hazırlar.)
Üç ayların üçüncüsü ise Ramazan ayıdır. Hadis-i şerifte;
(Ramazan ayı gelince, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır) buyuruldu.
Sual: Üç ayların fazileti nedir?
CEVAP
RECEB ayı: Dört kıymetli aydan biridir. Bir âyet-i kerime meali:
(Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günden beri, ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü, haram [hürmet edilen] aylardır.) [Tevbe 36]
Resulullah efendimiz, Receb ayına çok değer verir ve “Ya Rabbi, Receb ve Şabanı bizler için mübarek kıl ve bizi Ramazana eriştir” diye dua ederdi.
Receb ayının faziletiyle ilgili birkaç hadis-i şerif:
(Haram aylar, Receb, Zilkade, Zilhicce ve Muharremdir.) [İbni Cerîr]
(Haram aylarda Perşembe, Cuma ve Cumartesi günleri oruç tutana iki yıllık ibadet sevabı yazılır.) [Taberani]
(Haram aylarda bir gün oruç tutup bir gün yemek çok faziletlidir.) [Ebu Davud]
(Recep ayında dokuz gün oruç tutanın günahları sevaba çevrilir.) [Gunye]
(Receb ayında Allahü teâlâya çok istigfar edin; çünkü Allahü teâlânın, Receb ayının her vaktinde Cehennemden azat ettiği kulları vardır. Ayrıca Cennette öyle köşkler vardır ki, ancak Receb ayında oruç tutanlar girer.) [Deylemi]
(Cennette öyle köşkler vardır ki, onlara ancak Receb ayında oruç tutanlar girer.) [Deylemî]
(Allahü teâlâ, Receb ayında oruç tutanları mağfiret eder.) [Gunye]
(Recebin bir gün başında [ilk günlerinde], bir gün ortasında ve bir gün de sonunda [son günlerinde] oruç tutana, ayın hepsinde tutmuş gibi sevap verilir.) [Miftah-ül-Cennet]
(Ramazan ayı dışında Allah rızası için bir gün oruç tutan, iyi bir yarış atının bir asırda alacağı mesafe kadar Cehennemden uzaklaşır.) [Ebu Ya’la]
(Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez: Regaib gecesi, Şabanın 15. gecesi, Cuma gecesi, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı gecesi.) [İ. Asakir]
(Allahü teâlâ, Receb ayında hasenatı kat kat eder. Bu ayda bir gün oruç tutan, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur.
7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün tutana Cennetin 8 kapısı açılır.
10 gün tutana, Allahü teâlâ istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, “Geçmiş günahların affoldu” der.
Allahü teâlâ, Nuh aleyhisselamı Receb ayında gemiye bindirdi. O da, Receb ayını oruçlu geçirip oradakilere oruç tutmalarını emretti.) [Taberanî]
(Receb’de, takva üzere bir gün oruç tutana, oruç tutulan günler dile gelip, “Yâ Rabbi, onu mağfiret et” derler.) [Ebu Muhammed]
Recebin ilk Cuma gecesine Regaib gecesi denir. Her Cuma gecesi kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, daha kıymetli oluyor. Allahü teâlâ, bu gecede, müminlere, ragibetler [ihsanlar, ikramlar] yapar.
Regaib, ihsanlar, ikramlar demektir. Bu geceye hürmet edenleri affeder. Regaib gecesi yapılan dua kabul olur, namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlere, sayısız sevaplar verilir.
ŞABAN ayı: Resulullah efendimiz, Şaban ayına da çok değer verir ve “Ya Rabbi, Receb ve Şabanı bizler için mübarek kıl ve bizi Ramazana eriştir” diye dua ederdi.
Âişe validemiz buyuruyor ki:
(Resulullahın, hiçbir ayda, Şaban ayından daha çok oruç tuttuğunu görmedim. Bazen Şabanın tamamını oruçla geçirirdi.) [Buhari]
Şaban ayının faziletiyle ilgili üç hadis-i şerif:
(Şaban, öyle faziletli bir aydır ki, insanlar bundan gâfil olurlar. Bu ayda ameller, âlemlerin Rabbine arz edilir. Ben de amelimin oruçluyken arz edilmesini isterim.) [Nesaî]
(Ramazandan sonra en faziletli oruç, Şaban ayında tutulan oruçtur.) [Tirmizî]
(Şaban ayında üç gün oruç tutana, Allahü teâlâ Cennette bir yer hazırlar.) [Ey Oğul İlmihâli]
[Kaza orucu borcumuz olmasa bile, bu oruçları tutarken, ilk veya son kazaya kalan Ramazan orucunu tutmaya diye niyet etmeli.]
Bünyesi zayıf olanın, Şabanın 15 inden sonra oruç tutmayıp, farz olan Ramazan-ı şerif orucuna hazırlanması iyi olur.
Sağlığı yerinde olan ise, Şaban ayının çoğunu, hatta tamamını oruçlu geçirebilir.
Berat gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesidir. Yani 14 Şabanın bittiği günün gecesidir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Şabanın 15. gecesini ibadetle, gündüzünü de oruçla geçirin! O gece Allahü teâlâ buyurur ki: “Af isteyen yok mu, affedeyim. Rızk isteyen yok mu, rızk vereyim.
Dertli yok mu, sıhhat, afiyet vereyim. Ne isteyen varsa, istesin vereyim” Bu hâl, sabaha kadar devam eder.) [İbni Mace]
(Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez. Regaib gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban bayramı gecesi.) [İ. Asakir]
Bu geceyi ganimet bilmeli, tevbe istigfar etmeli, kaza namazı kılmalı, Kur’an-ı kerim okumalı, Bilhassa ilim öğrenmelidir. En kıymetli ilim, doğru yazılan ilmihal bilgileridir.
RAMAZAN AYI: Peygamber efendimiz, Ramazan-ı şerifin fazileti hakkında buyuruyor ki:
(Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır.
O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.) [Nesaî]
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ramazan ayı gelince, “Hayır ehli, hayra koş, şer ehli, kötülüklerden el çek” denir.) [Nesai]
(Ramazan gelince, Allahü teâlâ meleklere, müminlere istigfar etmelerini emreder.) [Deylemi]
(Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; Ramazan ayı, sonraki Ramazana kadar olan günahlara kefaret olur.) [Taberani]
(Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir.) [Ebu Nuaym]
(Bu aya Ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir.) [İ.Mansur]
(Ramazanın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, Cehennemden kurtuluştur.) [İ.Ebiddünya]
(İslam, kelime-i şahadet getirmek, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir.) [Müslim]
(Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrası, ancak oruçlular içindir.) [Taberani]
İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir.
Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur.
Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.
Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi.
Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer.
Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir.
Kur’an-ı kerim Ramazanda indi. Kadir gecesi bu aydadır. Ramazan-ı şerifte iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resulullah bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi.
İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısıyla her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten bu demektir.
Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince, (Zehebez-zama’ vebtellet-il uruk ve sebet-el-ecr inşaallahü teâlâ) duasını okumak, teravih kılmak ve hatim okumak önemli sünnettir.
Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır.
Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin!
Açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Namaz kılmayanın da, oruç tutması ve haramlardan kaçınması gerekir. Bunların orucu kabul olur ve imanları olduğu anlaşılır.
Ramazanda oruç tutmak hakkındaki hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Ramazan orucu farz, teravih namazı ise sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları affolur.) [Nesai]
(Ramazan orucunu farz bilip, sevap bekleyerek oruç tutanın günahları affolur.) [Buhari]
(Ramazan bereket ayıdır. Allah bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder. Bu ayın hakkını gözetin! Ancak Cehenneme gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrum kalır.) [Taberani]
(Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutun! Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır.) [İbni Ebiddünya]
(Oruçlunun susması tesbih, uykusu ibadet, duası makbul, ameli de çok sevaptır.) [Deylemi]
(Oruçlu iken çirkin konuşmayın! Biri size sataşırsa, “Ben oruçluyum” deyin!) [Buhari]
Ramazan-ı şerifte, oruç tutmak çok sevaptır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır.
Hadis-i şerifte, (Özürsüz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz) buyuruldu. (Tirmizi)
Ama orucu kazaya bırakmayı mubah kılan dînî bir mazeret varsa, o zaman ramazan orucunu kazaya bırakmak günah olmaz.
Sual: Şaban ayı, Peygamber efendimize mahsus bir ay olduğuna göre, bu aya hürmet edenler de, bunun karşılığını görecekler midir?
Cevap: Bu aylara hürmet edenler, saygı gösterenler, bunun karşılığını elbette göreceklerdir. Zira Peygamber efendimiz;
(Şaban, benim kendime mahsus bir aydır. Hak teâlâ Arş-ı alânın meleklerine buyurur ki, ey benim meleklerim, gördünüz mü, benim kullarım sevgilimin ayına nasıl tazim ve hürmet ediyorlar.
İzzim, celâlim hakkı için ben de kullarımı af ve mağfiretime nail eyledim) buyurmuştur.
Receb ayına saygının neticesi
Sual: Receb ayı, her ümmet için kıymetli mi idi ve her ümmet bu aya saygı gösterir miydi?
Cevap: Receb ayı, Âdem aleyhisselamdan beri kıymetli idi. Bu ayda muharebe etmek günah idi. Her ümmet, bu aya saygı gösterirdi.
Receb demek, mürecceb, muazzam, muhterem, kıymetli demektir. Fârisî Enîsülvâ’ızîn kitabında deniyor ki:
“İsa aleyhisselâm zamanında bir genç, güzel bir kıza tutulmuştu. Ona kavuşmak için çırpınıyordu. Nice zaman sonra söz aldı. Bir akşam, odada buluştular. Genç, pek sevinçli idi.
Ansızın, pencereden hilali, yeni ayı gördü. ‘Bu hangi aydır’ dedi. Kız, ‘Receb’ deyince, genç toparlandı, gitmek için hazırlandı. Kız şaşırıp, ‘ne oluyorsun’ dedi. Genç, ‘babalarımdan işittim. Receb ayında günah işlenmez.
Bu aya saygı gösterilir’ deyip, özür diledi ve evine gitti. Allahü teâlâ, İsa aleyhisselâma vahiy gönderip, olanları bildirdi.
‘Bu genci ziyaret et! Selamımı söyle’ buyurdu. Genç, receb ayına gösterdiği bir saygı için, büyük bir peygamberin kendine gönderildiğine sevinerek iman etti.
İyi bir mümin oldu. Receb ayına gösterdiği bir saygı sebebi ile, iman şerefine kavuştu.” Hadîs-i şerifte de;
(Receb, Allahü teâlânın ayıdır. Receb ayına ikram edene, saygı gösterene, Allahü teâlâ, dünyada ve ahirette ikram eder) buyuruldu.
Receb ayında hareketsiz kalanlar
Sual: Receb ayında, Allahın sevgili kulları varmış ve Receb ayı boyunca bunlar hiç hareket etmezlermiş deniyor. Böyle bir şey var mıdır?
Cevap: Bu konuyla alakalı olarak Muhyiddîn Arabî hazretleri Fütû-hât-ı Mekkiyye kitabında şöyle yazmaktadır:
“Allahü teâlânın sevgili kullarından bir gurup vardır ki, onlara Recebi derler. Onlar kırk kişidir. Sayıları artmaz ve eksilmez.
Receb ayında hiç hareket etmezler. Ayakta duramadıkları gibi, oturamazlar da. Ellerini, ayaklarını ve gözlerini dahi kıpırdatacak kuvveti kendilerinde bulamazlar.
Receb ayının ilk günlerinde bu hal üzere olurlar. Günden güne bu halleri hafifler. Şaban ayı girince, bu halleri kalkar.
Bazen onlardan bir kısmında bu keşif halleri kalıp, bir sene devam eder. Recebilerden birini gördüm. Onda rafizilerin durumunu keşfedip görme hali baki kalmıştı.
Tanımadığı bir rafiziyi domuz şeklinde görür ve sen rafizisin, tevbe et, derdi. O rafizi tevbe ederse, onu insan suretinde görürdü ve sen gerçekten tevbe ettin, derdi.
Eğer o kimseyi yine domuz suretinde görürse, yalan söylüyorsun, sen tevbe etmedin, derdi. Bir gün Şafii mezhebinde oldukları ve iyi kimseler olarak tanınan iki kişi huzuruna geldiler.
Meğer o iki kişi dıştan iyi görünmelerine rağmen, rafizi imişler. Hazret-i Ebu Bekir ve hazret-i Osman hakkında yanlış ve kötü düşüncelere sahip imişler.
O zat huzuruna gelen bu iki kişiye dışarıya çıkmalarını söyledi. Sebebini sorduklarında, ben sizi domuz şeklinde görüyorum, dedi. O iki kimse o anda kalplerinden tevbe ettiler.
Bunun üzerine o zat, şimdi tevbe ettiniz. Çünkü şu anda sizi insan suretinde görüyorum, dedi. O kimseler buna çok şaştılar ve bozuk itikatlarından tamamen vazgeçtiler.”